Translate

Arif Ustanin Cin Lokantasi

Burasi Londra falan degil, dunyanin her ulkesini/irkini temsilen gonderilen insanlarin yasadigi kucuk bir dunya prototipi. Buraya ayak bastigim ilk gun, bir seyler icmek icin arkadasimla girdigimiz 'sarisin kuzeylileri koruma dernegi' tadindaki pub'ta herkesin lehce konusuyor olmasi hic ilginc bir sey degilmis aslinda, simdilerde anliyorum. Ingiliz de yok burada zaten. Ya zenci var, ya cekik gozlu, arada da benim gibi ne oldugu konusmadan anlasilmayan tipler... 

Bugun de en hakikisinden bir cin mahallesine gittim cin yemegi yemek icin. Istanbul'da calistigim zamanlarda ogle arasinda kendime is cikarmak icin basladigim chopstick calismalarim ise yaradi, cok cesurdum. Goz bebekleri tamamen gorunen tek insan olarak onceleri ogle arasinda yedigim yemeklerin aynisini siparis verdim ve bir tek bana getirildigini gozlemledigim catal bicagi kenara koyarak chopstickle yemegimi yedim. 

Kim beni alkisladi peki? 
Icimdeki turk gucu ulen, daha ne olsun. 

Arif ustanin yerine gelip yemekle beraber kunefeyi de soyleyen Cinliyle esdegerdim ya da ne bileyim ogrendigi iki kelime Turkceyi memlekete gelince sirita sirita soyleyen turistler kadar cesurdum diyoruuum. 

Yemegi yiyip hesabi beklerken farkettim, fena sacmaliyorum. Zaten gozbebegi gorunen baskalari da geldi az once... 

Istanbul da edindigim gul gibi kapkacci fobisiyle dort elle tutarak oradan oraya goturdugum laptopim, catalim kasigim... Limonlu cola mi icilir cin lokantasinda yahu...

"Heligadikiiiii" "Kiii buddy kiii"

Bilmedigim ulkenin bilmedigim sehrinin bilmedigim semtinde kaldigim eve dogru gitmek icin misafirlige gittigim arkadasin evinin yakinlarindan bir otobuse binip terminal benzeri bir duraga geldim. Binmem gereken 182 numarali otobus bir kenarda isiklari sonmus duruyordu. Ben de isigi yanar umuduyla ona bakiyordum. Gece yarisi onlarca otobusun park halinde oldugu bir yerde beklemenin verdigi tedirginlikle otobuse yanasip sofore servis disi olup olmadigini sordum. Son otobus oldugunu birazdan kalkacagini soyledi ama beni iceri almadi\kurallar.

Duragima geri dondum.

Sofor, 10-15 dakika kadar sonra yanimdan gecip gitti ve yakindaki bir binaya girdi, 10-15 dk kadar da iceride kalip ciktiktan sonra tekrar yanimdan gecerken otobuse gelebilecegimi soyledi. O onde, ben arkada otobuse binip yerlerimizi aldik.

-
Koltuguma yerlestim, simdi gideriz birazdan evdeyim oh bee...
......
Niye gitmiyoruz yahu?
-

Oturdugu yerden kalkti, yerlerde kaybettigi bir seyleri arayip anlamadigim efektlerle soylendi ve sonunda aniden bana donup "HELiGADiKiiiii" diye bagirdi.

O anki tedirginlik seviyem, mevcut dil bilgim ve bir kac kadeh kirmizi sarabin destekledigi hayal gucum birlesince benim icin  "in cabuk bomba var" gibi bir anlam cikti ortaya.

Anlamadigimi soyledim. 
"Kiii Kiii" dedi ellerini iki yana acarak.
"Kiiiiy?"

"Yeaah buddy, Kiii"
"-- Hasiktir adam anahtar istiyor benden, ne anahatari leeayn--" diye gecirdim icimden.
"Hauskii hauskii" dedi.

O an yaptigimin ne kadar mantiksiz oldugunu idrak etmis olsam da hic direnmedim. Evimin anahtarini cikarip otobusun soforune uzattim. Anahtari benden aldi, koltuguna gecti, otobusu benim anahtarimla calistirdi ve "tenks" diyerek anahtari geri uzatti.

Ben mi?
Valla ben bu isten bir bok anlamadim...

Seni yenecegim Landin...

Imlaydi espasti derken kendimi Londra"da buldum. ş`leri soyleyemeyen bir klavyenin kullanicisi oluverdim birden.  

Sabah erken saatlerde sokaktaki herkes (beyaz) Ingilize benziyordu, oglene dogru Hintli, Koreli, Turk, Ispanyol derken aksam uzeri eve donuste herkes (zenci) Ingilize donustu. Herkesin sivesi ne kadar da farkli, insan kendi eksikliginden utanmiyor ne mutlu. 

Metroda kendi arasinda nece oldugunu anlamadigim bir dilde konusan iki sapsarisindan biri birden donup "do you know the word guy, like dude?" diye bir soru sordu. Birisi ingilizcemi sinayacak diye mumkun mertebe az konusurken eve donus yolunda birden boyle bir soruyla karsilasinda kendimi yakalanmis gibi hissettim. Gerekceleri de gay ile guy arasindaki yazim farkini anlamakmis. Iste burasi bu kadar gay demek istedim nedense.

Bagladim gitti...