Translate

Into the Wild

Ilk izleyisim arkadaslarimla, sonrasinda yalniz basima sabah saat 5 te baslayip hava aydinlanirken izledim bu filmi ben. O saatlerde cok guzel gidecegini hayal etmistim, yanilmamisim insanin icini ayazla doldurur bu film. 

Desktop'imi da aydinlatan bu afis fotografiyla, Into The Wild.. Ne guzel filmsin be sen.


Kendi sozluk entryimden caldim yapistirdim asagidaki yaziyi da. Usengecim evet ama kendimden caliyorum en azindan. 

"22 yaşında bir gencin kendine sözde alexander supertramp kimliğini vererek şehirden yola çıkıp dağa, bayıra, alaska'ya doğru devam eden seyrüseferi.

filmde çok dikkatimi çeken ve belki de yönetmen sean penn'in bununla uğraşmaktan diğer bazı görsel öncelikleri vurgulamayı bilerek veya bilmeyerek atladığını düşündüğüm bir özellik var o da yaban hayat görselini yansıtma şekli. filmi izlerken bir film izlediğinizi unuttuğunuz sahneler mevcut. bunlar, bir belgesel detaycılığında gökyüzünün, yeşilliğin, doğa manzaralarının sunulduğu sahneler. into the wild, belgesel izlerken insanın hissettiği yaban hayat hayranlığını ve aynı zamanda o hayatın orta yerinde olduğunuzu bir an tahayyül edip hissedebileceğiniz gerginliği verebilen bir film olma özelliğini taşıyor. sırf bunun için bile birden fazla sefer izlemeye değer olduğunu düşünüyorum." 

Maceradan fazlasini ariyor Alexander.