Translate

Nejat Talas ve Pervanem

Aylar aylar önce sabah işe giderken NTV Spor reklam afişlerini billboardlarda gördüğümde incelemek için arabamı sağa çekip uzuun uzuun hayranlıkla bakıp, icra ettiği mesleğinden tatminsiz her insan gibi "millet neler yapıyor yeaa" diyerek iç çektim, "sen hala şirketin genel giderlerini yüzde bilmem kaç düşürürsem başarılı olcam diye düşünüp tatmin ara..." diyee diyee söylenip hasetle yoluma devam ettim. Kendisi bu cümlenin öznelerinden olan "millet" olur.



İnsanın haset duyduğu biriyle tanışması çok acayipmiş, bir de bunu tecrübe ettim sayesinde. Nasip olan onun gibi fotoğraf çekmek olmadı, olamıyor öyle canın çekince. Hiç kapsamlı olmayan bir çekimde de modelinin üstüne saçları falan uçuşsun diye pervane tuttum. Harika tuttum ama pervaneyi, öyle dedi. Gurur duydum kendimle, kimse benim gibi pervane tutamaz böyle biline.

Meraklı amatör rolümü en güzelinden oynayıp çekim arasında karnımızı doyururken "Nasıl başladın fotoğraf çekmeyeee?" diye bir soru sordum bir ara, "Canım sıkılıyordu bir şeyler yapayım dedim" diye cevap alınca mideme bir ağrı saplandı, söylemedim ama. Canım sıkıldı mimar oldum, canım sıkıldı ressam oldum demek gibi bir şeydi bu çünkü. Kendisini hasetle seviyorum, kral adam. Canımı sıkıyor, o ayrı... [edit: pervaneli fotonun telif haklarını vermedin ya, alacağın olsun (eheheh)]