Translate

Ol'an kelebek

Günlerdir evde değilim, geldiğimde duvara konmuş bir kelebek ile karşılaştık. Odamdaydı. Odam koridorun en sonunda, başında ise salon var. Bir çorba ısıttım, biraz da ekmek kızarttım. Ekmeğin üzerine gravyer eriterek ne kadar şımarık olduğumu düşündüm bir yandan. Gravyer alacak lüksü haydi kendime layık gördüm de kızarmış ekmeğin üzerine eritmek jakuziyi sütle doldurmaktan hallice oldu sanki. Kaşar bulamadım gravyer yedim sevgili Madam Antoinette, nasıl da haklıymışsınız meğer önerinizde. Salona oturduğumda düzenimi bir daha kalkmamak üzere oluşturmaya gayret ettim, bilgisayarımın şarjını takıp okuma ihtimalim olan kitapları yakınıma koydum. Giriş katındaki evimin pencerelerini, gözetlenme ihtimaline mahal vermeyecek şekilde tül ve güneşlik perdelerimle milimetrik sürükleme hareketleri yaparak örttüm. Bir adım geri giderek, odayı havalandırmak adına sineklik olan pencereyi açık bırakmayı başarmıştım ve buna rağmen hiçbir yerden dışarının görünmeyeceği şekilde ayar çekmiştim. Kendimle gurur duyarken bayram süresince nefsime istediğini yemek konusunda sınırsız erişim sağladığım için hızlıca büyümüş güzel kalçalarımı fazlasıyla yumuşak koltuğuma serdim. Kendi kalçalarına güzel der mi insan demeyin, başkasında görsem dokunmak isterdim ve üstelik bunun hiçbir hastalıklı yanı yok. Çorbamdan bir yudum aldım, ekmeğimden de bir ısırık… derken kelebek efendi teşrif buyurdular salona! Uzun zaman yalnız kalmak kolay değil hak veriyorum, ışığı görünce gelmiş olmalı. Salonda köşe bucak gezinmeye başladı zat-ı muhterem ve birden gözümün önünden kayboldu. Sonra odanın ortasında olmadık bir anda yeniden belirmesi Narnia’ya gidip uzun ve mutlu bir hayat yaşadıktan sonra yarım kalan menkıbesini tamamlamak üzere geri geldiğine beni inandırdı. Bu esnada önce ondan ezici derecede üstün olduğum sanrısına aldanıp insanlaştım. Büyüktüm, ellerim vardı ve kocaman ağzımla gravyerli ekmeğimi yutuyordum. Pencereyi açarsam gidebilirdi, istemezsem kısa ömrünün sonuna kadar bu evden başka bir yer göremezdi sinekten bozma kelebek cinsi olan bu hayvancağız. Bir hareketimle ölüp gidebilirdi ayrıca. Bir yandan başka bir duyguya kapıldım. Davetsiz ve yolunu kaybetmiş görünen oydu ancak benden daha özgür olduğunu hissettim. Bir anda fevkalade kıskandım onu, hayatı gereksiz onlarca detayla dolu değildi ve bilinci sanıyorum yalnızca olmak üzerine vardı. Yalnızca uçuyordu, üzerinde kumaş ağırlığı yoktu. Gözetleyen komşular, sulaması gereken çiçekler, ödemesi gereken kira veya eritmesi gereken bir bayram poposu yoktu. Sadece ama sadece uçuyordu, ışığa yaklaşıyor sonra uzaklaşıyor sonra mutfağa gidiyor, bir şeye dikkat kesilip birden duraklıyor yine gözden kayboluyor ve geri geliyordu. Ol’an kelebek özgürdü.

-
Aralık 24, 2016